Ramadan alesta ya sen!

“رمضان” Yazılışta dad ( ض‎ ) harfinin kullanılmasına karşın okunuşu itibari ile dilin üst ya da alt azı dişine dokunmasıyla hafif  “za” olarak okunması nedeni ile “Ramazan”’a yakın bir kelime olarak çıkar okunuş itibari ile ama; bu okunuşunu, yazılışına karıştırmak anlamına gelmez. Tabi bizim için okunuşu ve yazılışı edebi bir mesele iken; kendisi bizzat vahyin temsilcisi olarak manevi bir ışıktır, iç âlemimize yansıyan.

Ramadan, hayatımıza Vahiy ile geldi, bizi Kur’an ile tanıştırdı ve bize bir sorumluluk bilinci verdi. Bu dünyada maksatsız yaratılmadığımızı, dünyanın imarı için seçildiğimizi ve hayatın bir boşluktan değil; doldurmamız gereken bir ömürden müteşekkil olduğunu gösterdi. Bunun için de önce insanın imarından yola çıktı ve insanın kendisini nasıl imar edebileceğinin yollarını gösterdi. Bir nevi kullanma kılavuzu görevi üstlenerek, aklını vesile kılıp nefsini terbiye ile insanın inşası ve bunun dünyaya yansımasının yolunu aydınlattı.

Ramadan bir bilincin ifade şeklidir. Neyi, nasıl ve niçin yapılması gerektiğinin idrakinin ifadesi olarak bir mesajı, bir terbiye şekli ve bir düsturu vardır. Aylardan bir ay iken Allah’ın nuru ile değerlenen Ramadan, sıradan bir insanı bu ışık ile Müslüman olarak değerli kılmıştır.

Peki, her şeyi ile alesta olan Ramadan ve bize sunduğu Ku’ran ile yaşam şeklini müzikli festival ve şenliklerle, zengin menülü ve gösterişli iftar sofralarıyla, Kur’an okuma adına anlamadan yapılan mukabelelerle, çevremizdeki ve dünyadaki açlık ve savaşı görmeden bencilce yaşamla mı?

Yoksa; O’nu anlamak adına yapılan program ve sohbetlerle, gösterişsiz ve karşılıksız verilen iftar sofralarıyla, anlayarak ve yaşayarak okunan mukabelelerle, çevremizdeki açlık ve savaşı hissederek ve elimizden geleni yaparak, insan olduğumuzun farkına varmakla, bu ayı yaşamakla ve tüm aylara yaymakla mı?

Rahmet, oturduğuz yerde boğazdan aşağıya inmeyen, kalbe ve amele yansıması olmayan, ağzımızda gevelediğimiz bir takım sözleri dua bilmekle ya da kuru kuruya aç kalmakla bize ulaşmaz. Ramadan’ı bilmeden, Kur’an’ı anlamadan, vahyi uygulamadan ve her şeyden öncesi, bunları idrak etmeden oluşan bir yaşanmışlık, sadece boşa geçirilen değerli bir zaman diliminden ve kendini kandırmaktan ibaret kalır.

Ramadan tüm içeriği ile rahmet deryası olarak sunulmuş hazır iken; sen maddeden ve şekilden sıyrılıp bu deryaya dalmaya alesta mısın?

Resmim kaynak: http://www.nigeriaphysio.org/

Son Yazılar

Yaşamak ve Yaşatmak. Biri, Araştırmak ve Öğrenmek. Diğeri, Bilmek ve Yazmak.