İnsan umut ile yaşar

Umut, uçurum kıyısına bırakılan mavi naylon bir pabuca giydirilmiş kısa bir hayat,
Umut, mor dağların ardındaki kavruk ışıkta aranan bir ışık huzmesi,
Umut, tabuta sürülmüş kınalı ellerin suskunluğuna gebe kalmış bir bakış,
Umut, belkilerin arasında neden olmasın kelimelerine gizlenmiş bir volkan,
Umut, annenin rahminde büyüttüğü göz yaşıyla yıkanmış bir evlat,
Umut, kesif yalnızlıkların enkazında aranan geçmiş kırıntıları,
Umut, sahipsiz bedenleri mesken tutmuş düşüncelerin sığınağı olmaya kucak açmak,
Umut, ölü doğmuş bedenlerin is kokusunda leylak, çiğdem, nergis solumak,
Umut, ruhunu satılığa çıkarmış et parçasındaki Rahmani tarafa tutunmak,
Umut, işte bende gidiyorum diyen bir dostun arkasından: “gitme” diyebilmek,
Umut, şifa arayan hastaların gözlerinde aydınlık sabahların yemişini toplamak,
Umut, zifiri karanlık bir kalemden, sevgiliye nağme akmasını beklemek,
Umut, kısır bir kadının, Rahmet kapısının kulpunda Zekeriyya duasına durmak,
Umut, senden geçenlerden Allah adına geçmemek,
Umut, yolun tükendiği noktada yeni yollara revan olmak,
Umut, kaybettiğini sandığın her an, kendinden başlayarak bir varoluş gerçekleştirmek,
Umut, toprağın altına verilen her hayatın nefesini ensende solumak,
Umut, bittim noktasına ulaştığında sana yetecek bir refik bulmak,
Umut nedir?
Ne değildir ki umut! Kaybettiğin evladının çoraplarını ayaklarına geçirmek, yırtılmasın, eskimesin diye yere hiç basamamaktır umut,
Gözyaşlarını içinde büyütmek, göz pınarlarından Fırat ve Dicle’yi beslemek, kavurucu cehennem yangınlarında özünü içinde tutmak,
İnsan umudu kadar var, umut; rahim duvarına atılmış bir pençe, annenin dudaklarında geceleri yırtan çığlıkları susturan bir ninni,
Umut, içine gömdüğün nice insanları, her nefeste ruhunda dirilmek, toprağın altından hayat çıkarmak, ölü bedenlerin soğukluğunda Rahmani bir sıcaklık hissetmek,
Umudu kadar insan olur kişi; bıkmadan, usanmadan, kınamalara aldırmadan, yolun aldatıcı desiselerine kapılmadan, yolda kalabilmek umut,
Umut, bu dünyada olmasa da olur diyebilme cesaretini yüreğine inandırmak,
Umut, kendinden hiç vazgeçmeme azmini, avuçlarına, emeğine, imanına, ameline kazımaktır.
Umuduna umut katanlara, bunu da Rahmanın ipine bağlayanlara ne mutlu…

Resim kaynak:http://mehmetyasarkocak.blogcu.com

Son Yazılar

Doğmak ve varlık hamuruna maya tutmak, Yokluk denizinde inci mercan olmak, Kah yel gibi şaha kalkmak, Kah toprak gibi ölü kalmak, Her an yeniden doğmak; ölüme, Ölümüne yaşamak; yaşamak için ölmek, Diri olarak doğanlara ne mutlu, Doğduğu halde ölenlere ne acı. 1975 yılında Adıyaman’da doğdu. 2002 yılında Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2014 yılında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam ABD’nda yüksek lisansını tamamladı. 2003 yılından beri MEB bünyesinde DKAB öğretmeni. Beyan Yayınlarından, “Tevhid Düşüncesi Ekseninde Kişisel Gelişim Kitapları” adlı kitabı mevcuddur.