Özlem sona erdi ve futbol heyecanı yeniden başladı ligde. 2 hafta sanki 1 yıl gibi geldi desem yeridir. Üstelik çok eleştirdiğim bir lige sahibiz ama insan özlüyor işte. Futbol sevdasından kaynaklı galiba. Hoş görün.
Ligde ilk yarı 16. maçlar oynandıktan sonra sona erdi. Dolayısıyla bu haftayla beraber 18 hafta var önümüzde. Gelen oyuncular ve giden oyuncular tüm takımların kaderini belirleyecek bu 18 haftada. Dün Galatasaray’ın yeni transferi Garry Rodrigues’i izleme fırsatı bulduk. Oldukça iyi bir performans sergiledi 2. yarıda oyuna girmesine rağmen. Ancak “sağ kanatta oynayan, sağ bekten devşirilen, gizli forvet” Sabri, yine de daha çok öne çıkan isim oldu takımı adına.
Maç öncesi, İzmir Adliyesinde düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden şehit polis Fethi Sekin’in oğlu da oyuncularla seremonide yer aldı. Dolayısıyla yine birlik ve beraberlik duyguları içerisinde maç başladı. Yasin, Bruma ve Podolski gibi 3 formda oyuncusu ilk 11’de olmadan maça başladı Galatasaray. Yerlerinde Josue, Sabri ve Eren oynuyordu. Yeni transfer Rodrigues neden ilk 11’de başlamadı anlamadım. Formsuz Josue ya da asıl mevkisi olmayan Sabri’nin oynamasının hücum gücünü çok etkileyeceği açıktı. Yani, “yeni tansfer takıma alışmadan oynamaz” veya “ilk maçta oynayamaz” mantığını anlayamıyorum. Üstelik senin böyle bir oyuncuya ihtiyacın var. Nitekim ilk yarıda her anlamda çok kötü bir takım vardı sahada. Carole’nin soldan ortasına Josue’nin etkisiz kafa vuruşu dışında pozisyonu yoktu cimbomun. Konyaspor ters kanatlara gönderdiği uzun toplarla yakaladığı fırsatlarda çok net 2 pozisyonu golle sonuçlandıramadı. Bunlardan hariç 1 tanede Skubuc’in biraz çaprazda kalsa da bomboş pozisyonda farklı dışarı gönderdiği 1 gol pozisyonu daha vardı. İlk yarı Eren’in hayalet gibi gezmesi mi dersiniz, Josue’nin umarsızlığı mı dersiniz, Carole’nin adam kaçırmaları mı dersiniz, Sabri – Linnes uyumsuzluğumu dersiniz; yani kısacası rezalet bir takım vardı sahada. Eren’e pas atamamalarını anlarım da; insan bir geriye gelir top alır verir, verkaç yapar be Eren. Defans oyuncularına pres bile yapamadın. De Jong ve Semih ilk yarıda nispeten iyi oynayan 2 isimdi. Konyaspor’daysa Skubic ve Bajic çok etkiliydi. İlk yarı Konyaspor daha iyi olan taraftı. Ancak futbol gol atmadan kazanılmıyor bildiğiniz gibi.
İkinci yarının başında Josue’nin yerine Rodrigues’in girmesi maçın kader anıydı. Hızıyla, patlamalarıyla “Sol kanatta Bruma mı oynar Rodrigues mi?” sorusunu sorduracak cinste mükemmel oynadı. Sneijder’in koşu yoluna attığı pasla hareketlenen Rodrigues’in içeri çevirdiği topta adeta bir gizli forvet edasıyla orada beliren Sabri, zorda olsa ilk vuruşundan sonra kaleci Serkan’dan dönen topa 2. vuruşuyla topu ağlara gönderdi. Bu dakikadan sonra etkili görünmeyen bir Galatasaray vardı dersek yanlış olmaz herhalde. Tabii bir isim hariç: Sabri. Çektiği 5 şuttan 4’ü kaleyi bulan Sabri, 2. yarıda maçı kazandıran ve Rodrigues’le beraber yıldızlaşan isim oldu. Son 20 dakikaya girdiğimiz ilk anlarda Konyaspor kaptanı Ali Çamdalı, De Jong’a yaptığı faul sonrası sarı kart gördüğü pozisyonun devamında hakeme “korkaksın” dediği için oyundan atıldı. Bana sorarsınız hakemin kararı doğru. Tamam faul yapmamış olabilirsin -ki bana da öyle geldi- ama hakeme hele ki yüzüne bakarak “korkaksın” diyemezsin. Dersen de maçtan sonra çıkıp hakem şöyle hakem böyle diye ağlamayacaksınız.
Sonuç olarak çok kötü geçen bir ilk yarının ardından, 2. yarının başındaki ilk 15 dakikalık oyun maçı kazandırmaya yetti. Rodrigues ne kadar iyi olsa da maçın adamı Sabri’ydi. Hem 5 yıl aradan sonra ligde gol attı hem de maçı kazandırdı. Dolayısıyla Rodrigues’i bile gölgede bıraktı. Her ne kadar ağır eleştirsem de Sabri’nin bu maçtaki hakkını yiyemem. Ayrıca De Jong ve Semih’de iyi performans gösteren iki isimdi. Agresif oyunlarını her maçta göstermelerini dilerim. Kırık parmağıyla çıktığı maçta gol yemeyen Muslera’yı çok iş düşmese de özverisinden dolayı kutlarım. Yine hakem Mete Kalkavan’a da fazla iş düşmedi. Bir tane Bajic’in Semih’le mücadelesinde Konyaspor’un penaltı beklediği pozisyon vardı. Ancak devam kararı doğruydu. Konyaspor’da da Skubic ve Bajic öne çıkan isimler oldular. Bir de Podolski 80 yerine 70. dakikada oyuna girseydi daha faydalı olurdu diye düşünüyorum.
Galatasaray’ın eğer Podolski giderse forvete 1 oyuncu alması şart. Gerçi gitmezse de alsa fena olmaz. Öte yandan Bruma ve Rodrigues ilk 11’de oynayacaksa yedek kalacak oyuncu Yasin mi acaba? Bunları önümüzdeki haftalarda göreceğiz. Ancak her şeye rağmen en iyi oyuncularından verim alamadığı haftada kazanmak önemliydi. Ancak iyi futbol var mıydı? Takım adına yoktu maalesef.
Fotoğraf Kaynağı: http://m.tr.beinsports.com/yorumlar/asist-rodrigues-gol-sabri-sarioglu