Asil bir öfke lazım şimdi bizlere.
İçine düştüğümüz uyuşukluktan bizi söküp alacak, tarihine özüne dört elle sarılacak bir öfke lazım.
Bu öyle bir öfke ki damarlarında mevcuttur esasen Türkoğlu’nun.
Bir devirde üç beş çadırdan ibaret beyliği cihan imparatorluğu haline getiren bu öfke, başka bir devirde Avrupa’yı yer ile yeksan edip papaya diz çöktürdü.
Doğuda gün doğusundan batıda gün batısına kadar at sürdü yiğitler bu asil öfkeyle. Türkün asil sancağı altında mazlumlar felah buldu zalimler yer ile yeksan oldu.
Gün geldi, lale bahçelerinde helva sohbetlerinde unuttuk öfkemizi. Çin prenseslerine feda ettik nice büyük devletimizi. Gaflete düştük birbirimize düştük. Ama hep toparlanmasını bildik
İşte Türk’ü büyük yapan, 17 devlet kurduran, çağ açıp çağ kapattıran temel dinamiği budur.
Ne zaman ki öfkemizi unuttuk azalttık işte o zaman düştük, öldük ama hiç bitmedik.
Bizim öfkemiz asil bir öfkedir. Mazluma şefkatli bir el zalime amansız bir yumruk olan bir öfkedir.
Kılıç ve kalemi aynı anda elinde tutabilen bir soydan; kalemi kırıp atan, kılıcıda kardeşinin boynuna dayayan bir topluluğa evrilmemiz elbette boşuna değildir. Ve bütün bu hadiseler bir günde meydana gelmemiştir.
Nitekim bizi biz yapan, kaybettiğimiz her dönemde yeniden toparlanmamızı sağlayan öfkemiz belki de yok olmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştı. Sırf gösteriş ve desinler için yaşanan bir devirde insanların kendi çıkarları olmadan bir şeylere öfkelenmesini beklemek ne kadar hayal ürünüyse, Osmangazi’nin, Alparslan’ın, Bilge Kağan’ın mirasçısı olduğumuza inanmakta o kadar hayal ürünüdür.
Kısa pantolonla sokaklarda dolaşan bir neslin evlad-ı Osmanlı diyerek hamaset yapması da bundan öte bir şey değildir.
Asalet soydan gelir.
Soyunu bilen, özünü tanıyan insan gerçekten kim olduğunun farkına varabilir.
Ne var ki binlerce yıllık Türk tarihini üç beş satırla okuyup anlamaya çalışmanın ve kendi tarihimize düşman olmanın bedelini çok defa ödedik.
Biz bedel ödemeye alıştık da, bize bedel ödetenlerin buna alışması en çok kanıma dokunan şeydir.
Ve asil bir öfke lazım bize şimdi. Bu uyuşukluk çukurundan bizi çıkarıp alacak.
Ve şimdi bir nesil lazım bize öfkesinde bile Türkün asaletini gururla yaşayacak.