Sonu ve başı aynı olan bir gecenin, bir yılı sona erdirirken aynı anda yeni bir yılı başlatıyor olması;
Gayet muhtemel bir sistemin devamı niteliğinde, sonu ile başının aynı yerde kaynak yapılan çember gibi yuvarlaksı bir dünyada dönüp dolaşıp aynı yere geldiğimizin ve hiçbir şeyin değişmediğinin göstergesi iken;
Her seferinde ve her senesinde, neyi kutladığımızın farkında olmadığımızı anlayamamamızın neticesi olarak, sıradanlaşmış bu tür şeylerin neden gelenekselleştiğini anlamaya çalışmak; sıradanlığa aykırılık olacak ya da marjinalliği sıradan sayacak bir vâkâ olsa gerek.
Hayat dediğin bir dairenin üzerinde aynı noktadan başlayıp yine aynı noktaya gitmekle süregelen bir yaşam gibi gözükse de, başlangıç ve bitişleri kendi biçimlendirdiği yaşamada bireylere göre değişen her birinin kendine has yeni bir yılı vardır.
Mesela benim için 1Eylül ile eğitim-öğretimin başlaması an itibariyle yeni bir yıl iken; bitişi aynı geceye denk gelmeyen 1 Temmuzdur. En azından yılı başladığım noktada bitirmiyor ya da bitirdiğim noktada başlamıyorum. Arada 2 ay tatilim olduğu için bir gecelik eğlenceye yada ertesi bir günlük tatile ihtiyacım da yok.
Kiminin doğumu, kiminin başından geçen bir olay, kiminin evliliği, kiminin işe başlaması vs. Yeni bir yıl iken, -günümüzde en popüler kavramlardan olduğu için söylüyorum- üst aklın yönlendirmesi ile tüm insanlar sosyal bir yığın gibi kendisi için hiçbir şey ifade etmeyen ve ertesi gün kalktığında bir farklılık ya da farkındalık oluşturmayan bir gün için farklı bir şeyler yapma çabasında girmektedir.
Yeni yıl kavramını Noel ile karıştıran ya da çaktırmadan Noeli arada sunan bir kesim ile servis edilen eğlence ve alışveriş kültürünü destekleyerek ekonomi yapmaya çalışan bir grubu görmezden gelmek olmaz tabi.
Noel Baba efsanesi ve 6 Aralık’ta çocuklara şekerleme ile hediye verilmesi geleneğinin Piskopos Nikola’yı konu alan Hollanda efsanesi olduğunu;
Popüler Noel Baba imajının 1931 yılından itibaren Coca Cola şirketi için hazırlanan bir çizim olduğunu;
ABD’de Noel alış veriş mevsimi açılışı olarak Kasım ayının dördüncü Perşembe günü kutlanan şükran günü’nün ertesi ironik bir gönderme ile Kara Cuma olarak adlandırıldığı,
hatırlatmak isterim.
Bu arada çevrecileri göremedim. Hani o ağaç sevgisi ile dolup taşanlar. “Yeşili sev doğayı koru” sloganı ile gerekli gereksiz ortalığı ayağa kaldıranlar. Yoksa çam ağaçları ile Noel yan yana gelince; çam, ağaç olmaktan çıktı ya da yeşilin rengi değişti de bizim mi haberimiz yok?
resim kaynak:http://www.noktalamaisaretleri.gen.tr/soru-isareti.html