Beşiktaş’ın bu yılki Şampiyonlar Ligi macerası oldukça ilginç gidiyor. İlk dört maçta 1 galibiyet, 3 beraberlik ile elde edilen 6 puan var. Ama bizi yenemeyen iki takım, Napoli ve Benfica puan olarak Beşiktaş’ın üzerinde. Bu durumda namağlup olmak çok avantajlı değilmiş gibi gözüküyor.
Bu durum bana Beşiktaş’ın geçen yılki UEFA ligi macerasını hatırlatıyor. Geçen yıl da Beşiktaş, Lokomotif Moskova, Sporting Lizbon ve Skenderbeu’dan oluşan grubunda, 5. Haftaya geldiğinde 3 galibiyet ve 2 beraberlikle elde ettiği 9 puanla grup lideriydi. Diğer bir ifade ile grubun 5. haftası itibari ile namağluptu. Rakipleri olan Lokomotif Moskova’nın 1, Sporting Lizbon’un 2 mağlubiyeti vardı. Ama 6. Haftanın sonunda Beşiktaş grubu, son maçta aldığı 1 mağlubiyetle 3. sırada tamamladı ve Avrupa macerasına son verdi.
Bu durum da gösteriyor ki, son haftaya kadar sahip olunan namağlubiyetin bir avantajı yok. Matematiksel olarak hesapladığınızda da bu durum ortaya çıkıyor. Bir maç serisinde 3 beraberlik alıp 3 puan elde edilmesinden ise, 1 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet alıp 4 puan almanın daha tercih edilir olduğu kesin.
Beşiktaş’ın Napoli ile oynadığı son iki maç ciddi bir övgü seline sahip oldu. Beşiktaş bu övgüyü almakta da son derece haklı. Avrupa futbolunda, son dönemde en önemli çıkış gerçekleştiren takımlarından olan Napoli’den 2 maçta 4 puan almak oldukça önemli. Beşiktaş oldukça sıra dışı bir iş başardı. Ancak Beşiktaş’ın son 2 değil son 3 maçını değerlendirecek olursak, bu başarının biraz gölgeli olduğunu görmek hiç de zor değil.
Beşiktaş son 3 maçta 2 beraberlik, 1 galibiyet alacağına, Kiev’i ve Napoli’yi evinde yenip, Napoli’ye deplasmanda yenilse idi, toplamda 5 puan alacağına 6 puan almış olacaktı. Evet, bu durumda namağlubiyet unvanı elden gitmiş olacaktı ama 2 galibiyetle elde edilen puan daha avantajlı hale getirecekti Beşiktaş’ı.
Son üç maçın diğer üzücü yanı ise, Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’nde, evinde, o muhteşem statta maçı izlemeye gelen 40 bin futbolsevere galibiyet sevinci yaşattırmamasıdır. Bir takım için, özellikle üst seviye bir organizasyonda, evinde alacağı düzenli galibiyetler büyük bir özgüven kazandırır. Bu özgüven hem takım ve hem de seyircide oluşursa, rakip takımlar için de özgüven kırıcı bir hale dönüşür. Oysa şu an, oynanacak olan ilk maçtaki rakip olan Benfica Beşiktaş’ın sahasına gelirken, evinde galibiyet alamamış bir takımla oynayacağını bilecek. Ama eğer Beşiktaş evinde Kiev ve Napoli maçlarını yenebilseydi, Benfica’nın bu maça bakışı ve özgüveni farklı olacaktı.
Şampiyonlar Liginin temel ilkesi, evinde oynayacağın 3 maçı kazanmak, mümkünse deplasmanda 1 veya 2 beraberlik alıp, üst tura çıkmayı garanti almaktır. Oysa Beşiktaş bugüne kadar evinde oynadığı 2 maçta (Kiev – Napoli)2 beraberlik aldı ve aslen 4 puan kaybetti. Napoli deplasmanında kazanılan 3 puan bu kaybı elbette bir ölçüde kapattı ama bu yöntemin kulağı düz tutmak diğer eğri tutmak olduğu açık. Eğer seçme imkanım olsaydı, kulağımı düz tutmayı tercih eder ve evdeki maçları kazanıp, deplasman maçları için 1 puan peşinde koşardım.
Nihayetinde, Beşiktaş bugünlerde Şampiyonlar Liginde namağlup olmakla övünürken, kalan ikinci maçında da namağlup kalıp, 2 beraberlik daha alarak, Şampiyonlar Liginin dışında kalabilir. Bu unvanın Beşiktaş’ın başına bela olma ihtimali var ve bu ihtimal hiç de küçük değil.
Oynanacak ilk maçta Benfica’dan alınacak 1 mağlubiyet Beşiktaş’ı tamamen Şampiyonlar Ligi dışına atacak. Beraberlik ise potada tutacak ve Kiev deplasmanı önem kazanacak. Ama en kısa yol Benfica’yı burada yenebilmek. Açıkcası evinde galibiyet almayan bir takımın Şampiyonlar Liginde bir geleceği olacağını düşünmüyorum. Bu nedenle evindeki son maçında Beşiktaş’ın tek hedefi Benfica galibiyeti olmalıdır.
Görsel 2; http://www.haberkartali.org/uploads/2016-11-01/220316_5072739.jpg