‘’Bütün ümidim gençliktedir ‘’
Yıllar önce bir 29 Mayıs günüydü.
Akşam haberlerini izlerken sıra ‘’İstanbul’un fethi coşkuyla kutlandı’’ başlıklı habere geldi. Haberi yapan muhabir ilk anonsu yaptıktan sonra Mehter Takımı eşliğinde yürüyen liseli öğrenci grubunun arasına girdi. Karşısına çıkan ilk öğrenciye bir anda ‘’İstanbul’un fethi hangi gün yapıldı ‘’ diye sorarak mikrofonu uzatıverdi. Öğrenci kısa bir düşünmenin ardından cevap verdi‘’ 30 Ağustos’’ Liseli kardeşimiz muhabirin şaşkınlığından yanlış yaptığını anlamış olacak ki hemen toparlamaya çalıştı. 19 Mayıs mıydı ya neydi dedi. Bunu derken arkadaşlarından yardım almayı ihmal etmemişti tabi ki. Fakat maalesef İstanbul’un fethini kutlamaya Mehter Marşları eşliğinde giden liseli kardeşlerimizden ne için gittiğini bilen çıkmadı.
Ülkemizde bütün bu olaylar ışığında yetişen ve tam da örnekte görüldüğü üzere nereye gittiğini bilmeyen bir nesil var. Özünü bilmeyen, geçmişinden uzaklaşan, başkalarının çizdiği yolda ilerleyen ve bu yolu kaderiymişçesine benimseyen bu güruh ve onları yetiştirenler unutmamalıdır ki; başkalarının çizdiğine kader denilemez, ancak yazık denir.
Tüm bunlar olurken başka bir nesil düşünün.
Düşünün ki, ömrünün kıymetli gençlik yıllarını, çocukluğunu vatana hizmet uğruna devletine adasın.
Düşünün ki, kimilerinin dilinden düşürmeyip de bir türlü fiiliyata dökemediği vatan sevgisini, bayrak sevgisini iliklerine kadar yaşasın.
Ve yine düşünün ki, bu insanların yıllarca hayalini kurduğu, uğruna ölümü göze aldıkları üniformaları bir gecede ellerinden alınsın.
Düşünün ki, kendi hayatları, gelecekleri hakkında bu kararlar alınırken onlar bunu sadece televizyonlardan öğrensinler.
Düşünün ki, giyemedikleri üniformayı başkalarının üzerinde görmenin burukluğunu bir ömür yaşasınlar.
Ve bütün bunlar olurken yaşadıklarını bir tek kendileri ve aileleri bildiler. Çoğu gazete, televizyon bütün bu yaşananlara haber değeri dahi vermezken, bazıları ise birkaç kelime ile geçiştirmekle yetindiler.
İlginçtir ki bütün yaşanan olumsuzluklara rağmen, belki de en çok hak edildiği dönemde, mağduriyetlerinin arkasına sığınıp, onların üzerine basarak yükselmeyi düşünmediler. Yaptıkları tek şey hayatlarına kaldıkları yerden farklı alanlarda devam etmek oldu. Vatana hizmet etmek için üniforma şart değildi elbette.
Ve onlar kimi zaman Akademililer kimi zaman Harbiyelilerdi.
Kurumlar, isimler, dönemler değişir. Bu vatanın evlatlarını birleştiren ne kurumlar ne de isimlerdir. Sadece ay yıldızın ışığıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi benim de’’ bütün ümidim gençliktedir’’. Ümidinizin hangi gençlikte olduğunu buyurun siz seçin.
Unutmayın ki insan dünyada seçimleriyle var olur.
Ve düşünün…