Neden

Ülkemin gündemi darbeye sıkıştı kaldı. Elbette önemli bir gelişme ve gündem. Ülkenin kaderini belirleyen bir süreç yaşandı. Ama bir yanıyla da utanç verici bir gündem. Hala darbeleri tartışan bir demokrasi seviyemiz olduğunu gösteriyor.

Darbe girişiminin üzerinden yaklaşık 2 ay geçti ve görsel ve basılı medyada hala Fetullah Gülen Cemaati ve paralel yapılanması tartışılıyor. Geçenlerde muhafazakâr bir arkadaşımla sohbet ederken, Gülen Cemaatinin kirli çıkınlarına dair yeni haberleri benimle paylaşınca ona şunu söyleme gereği duydum; “Senin şu an bana söylediklerini, bundan beş yıl önce ben sana söylediğimde, söylediklerimin hiçbirisine kaale almıyordun. Hatta o örgüt liderine “Fetullah” dediğim zaman, “Fetullah Hocaefendi” diye beni düzeltme gayretine giriyordun. Şimdi ise benim beş yıl önce söylediklerimi bana tekrar ediyorsun. Üzgünüm ama, 15 yıldan beri söylediğim şeyleri, bana yeni bir şeymiş gibi tekrarladığın bu sohbet benim ilgimi çekmiyor”.

Bu durum, televizyonda haberlerini, tartışma programlarını seyrederken, gazeteleri ve köşe yazarlarını okurken de aynen böyle.

Bir yandan bunları düşünürken, diğer yandan da ülkemin gündeminde nelerin olması gerektiğini düşündüm. Ülkem adına kaygılanıyorum çünkü, tüm enerjisini iç kavgalara, iktidar mücadelesine, yaşam tarzı tartışmalarına, tek tip vatandaş yetiştirme gayretlerine ve buna yönelik itirazlara harcıyor. Bu bizleri dikkate almamız gereken daha önemli gündemlerin dışına itiyor.

Peki nelerin tartışılmasını isterdim bu ülkede? İşte kısa ve kabaca gündem önerilerim;

  • Almanya, benim ülkeme düşen güneş ışığı miktarının 19’da birine sahipken, nasıl olurda, elektrik üretimi içi güneş enerjisi kurulu gücü benim ülkemde kurulu olan güneş enerjisi kurulu gücünden 80 kat daha fazla olabilir? (Almanya’nın en fazla güneş alan bölgesi olan Bavyera Eyaleti, ancak bizim Karadeniz Bölgemiz kadar güneş alabiliyor)
  • Dünyanın gelişen ülkelerinde “sıfır karbon atığı” politikaları geliştirilirken, bizim ülkemizde neden üst üste kömür santrali ihaleleri yapılır?
  • Nüfusu 7 milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 baskı yaparken, Türkiye’de kitapların ortalama baskı sayısı neden 2.000-3.000 civarında?
  • Neden İngiltere’nin ortalama bir gazetesi olan The Sun, Türkiye’deki tüm gazetelerden daha fazla tiraj yapıyor?
  • Almanya, benim ülkemin yarısı kadar bir yüzölçümünde, bizden yaklaşık 5 milyon fazla nüfusa sahipken, neden en büyük şehri 4 milyon ve neden biz ülkemizin nüfusunun çoğunu İstanbul’a istiflemek için uğraşıyoruz?
  • Dünyanın 2. Metro girişimini 1871 yılında Tünel sistemi ile yapan İstanbul’da, 15 milyon nüfusu ile neden toplam metro/raylı sistem uzunluğu 90 km ile sınırlı iken, ilk metro girişimini 1935 yılında yapan Moskova’da 300 km’lik/182 istasyonluk metro mevcut?
  • Neden, İslam Konferansına bağlı, Müslümanların çoğunlukta olduğu 57 ülkede toplam yaklaşık 500 üniversite var iken, yalnızca ABD’de 5.758 üniversite var?
  • Neden Türkiye’de kütüphane ve kütüphaneye giden insan sayısı azalıyor? Neden İstanbul dünya metropol kentleri arasında, 100.000 kişiye düşen kütüphane sayısında sondan ikinci sırada?
  • Neden Hong Kong’da 100.000 kişiye 21 kitapçı düşerken, İstanbul’da 100.000 kişiye 1 kitapçı düşüyor?
  • Neden tüm dünya metropollerinde, şehir merkezlerine otomobil girişini zorlaştıran, bisiklet kullanımını yaygınlaştıran politikalar belirlenirken, bizim metropollerimizin merkezlerinde otomobili her yere sokmaya çalışan alt-üst geçitler, tüneller, bulvarlar yapılmaya çalışılıyor?
  • Hollanda'nın kentlerinden Ultrech'ye araç trafiğine kapatılan ve bisiklet kullanımına açılan meydan
    Hollanda’nın kentlerinden Ultrech’ye araç trafiğine kapatılan ve bisiklet kullanımına açılan meydan
  • Neden geçen yıl Çin’de 330.000 elektrikli araç satılırken, Türkiye’de bu rakam 120’de kaldı?
  • Neden dünyanın en iyi 250 üniversitesi arasında bir Türk üniversitesi, en iyi 500 üniversitesi arasında bir devlet üniversitesi yok?

 

Görseller;

Kapak Görseli; pixabay.com

Alt Görsel; Twitter

 

Son Yazılar

Şehir Plancısı, Gaziantep, evli, iki çocuk, demokrat, aykırı, söz, yazı, anlamak ve anlatmak...