Neo-ülkücülerin milliyetçilik problemleri

Ülkücüleri seviyorum hem de çok severim. Var oluşlarının önemini biliyorum, çok şükür ki varlar. Yine de her grupta olduğu kadar ülkücüler içinde de bazı aklı evveller var ki çıldırmamak elde değil. “Sadece Kuran” söylemlerini bir kaç hadsiz aklı evvelden alıp sözde cemaat ve tarikatların yanlışlarını anlatıp şekilcilik yaptıklarını söyleyip; “cübbe, sarık, şalvar vs hepsi görüntücülük, şekilcilik. İslamda şekilcilik yok” diye naralar atıyorlar. Öyleyse “neden hilal bıyık bırakıyorsunuz?” dersek milliyetçiliğimizi sorgulamaya başlamazsınız sanıyorum değil mi?!

Herkes hata edebilir. Hocalar edebildiği gibi dini siyasi başka grupların içindeki şahıslar da günaha kayma eğilimleri vardır. Burada “o hata ediyor, bu günah işliyor, şu günahsız” gibi yaftalar amacıyla yazmıyorum. Herkes bir imtihan içinde. Alimler de, cahiller de… Bu noktada esas olan İslamdır. İtikaddır. Müslümanım diyorsak bu ikisine bağlılık göstermek zorundayız. Zira bin yıldır böyle yapmaktayız. İslam’dan önce de böyle yapmaktaydık! Göktanrı inancına sadık bir Türk nesli vardı. Evet, doğrudur. Türkler, tanrısına son derece bağlı tek millettir fakat bu diğer dindaşlarını aşağılamayı yahut diğer milletleri hor görmeyi gerektirmez. Zira Türkler, dünyaya nizam getirebilecek tek öncü kuvvettir, iman şartıyla! Bu sebeple tüm milletleri tek bir çatı altında toplayabilecek kudrete sahiptir. Ne buyurdu kitabesinde Bilge Kağan: “Türk Budunu! Ben işimi doğru yaptım. Az budunu çoğalttım, açları doyurdum, çıplakları giydirdim. Yoksul budunu bay kıldım.”

Biz dünyaya nizam vermek için doğduk. Biz düşmüşü kaldırmak için, cahile öğretmek için, düşmana korku salmak için doğduk! Bu da bizim isteyişimizle değil Hakim olan, Alim olan, Hayy olan, Adil olan, Melik ve Malik olan Allah celle celaluhu’nun emriyledir.

Bazı garip türeyen fikirlerden biri de şudur. “Allah emrediyor diye Hristiyan olan Gagavuz Türklerine, Yahudi olan Karaim Türklerine mi düşman olacağız?” diyen bazı sözde Türkçüler var. Arkadaş! O Gagavuz ki atalarının dini olan Göktanrı inancından çıkıp haşa somut, elle tutulur tanrılara, çocukları olan tanrılara tapacaklar; o Karayimler ki, inandıkları tanrıları ile gönderdiği peygamberlerin güreştiğine inanacak, tanrılarının gönderdiği peygamberlerin kendi öz kızlarıyla her türlü cinsel sapkınlıkları yaşadıklarına iman edecekler ve sonra sen de kalkıp diyeceksin ki bunlar Türk, bunlar bizden, bunlar dost! Önce atalarının inancı olan Göktanrı’ya bu rezilliklerin hesabını ver, bakalım verebilecek misiniz?! Görelim Göktanrı böylesi rezil dinleri benimseyenleri affedecek mi?!

Vel hasılı kelam, ceddinle gurur duyuyorsan, ceddin de senin halinle gurur duyuyor olmalıdır. Geriye kalan gurur sadece lafügüzaftır. Sakın dindarlığımızı, milliyetçiliğimizi modernizm dininin sultasına sokmayalım! Bin sene önce neysek, beş bin sene önce neysek itikadımızla, ahlakımızla, şeriatımızla, töremizle saf, tek ve bir kalalım. Ne ifrata ne de tefrite kaçmayalım, orta yoldan ve Ehli Sünnet itikadından zerre sapmayalım, Kur’an’ın ipine sımsıkı bağlanalım. Ne buyuruyor Sultan Alparslan: “Biz Türkler temiz Müslümanlarız. Bid’at nedir bilmeyiz. O yüzden Allah teala bizleri aziz kıldı!” İşte dinimiz belli, şanlı tarihimiz belli. Özümüze sahip çıkalım, özümüzü küresel düzlemdeki santrancın piyonu haline getirmeyelim, uyanık olalım!

İnsanların, din hassasiyetlerini aşırıya götürerek kendi milliyetlerini yok saydıkları da vakidir. Aslı inkar etmek hatadır. Allah insanları kavim kavim yaratmıştır. İslam tarihi boyunca nesepleri ile anılan çokça sahabe, alim, evliya olmuştur. Bu hareket yanlış olsa lakaplar ve ünvanlar neseplerle süslenmezdi.

Selametle kalın.

(Görsel Kaynağı)

Son Yazılar

Ahmet Şit Yazar:

İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi'nde Tarih talebesi