Zamanın henüz hiçbir kum saatinde bir berrak olup hayat veren, ırmağın geçtiği yerlerden aktığı atık sularla kirlenmeyip, ırmak gibi berrak olan peygamberimiz(sav) yaptığı tüm davranışlarıyla, söylediği sözlerle bir köprü oldu üzerimize… Her şeye rağmen insanlığı unutmamış her geçen gün bir daha hatırlatmıştı insanlığa. Yetim iken barındıran, kendisine inanmış kişilerle beraber açlık, tehdit ve boykotlara maruz kalan müşriklerin, inanmamakta direnmesi karşısında zaman zaman içi daralan ve canı sıkılan ama sonucu başladığı durumdan daha iyi olacağını müjdeleyendi. O bilinen bir hazineydi, bilinmek istedi ve bilindi. O Allah’ın elçisiydi.
Kalplerin birleştirdiği, her çocuğun gözlerinde ayrı bir değeri olduğu, herkesten ve her şeyden çok sevilen, tek başına başladığı mücadelenin sonunda tebliğ ettiği dini yücelten, aynı zamanda zor anlar yaşayan, görevlerini başarıyla yerine getiren ve sonunda onuruyla şehadet makamına ulaşandı. O bambaşkaydı, tüm sözcükler eksiktir bu duyguların yanında. O düşünüldüğü zaman kaybolunurdu dualar denizinde.
O insanların güvenli limanıydı. Baba, eş ve ağabey denildiğinde korkudan tirtir titreyen kadınların yaşları ne olursa olsun onun yanına güvenle yaklaşırlardı. Güvenilir ve kibar halleriyle iftihar edildi her zaman. Kapıların ardında açılıp kapanmasıyla itilen hava ve suyun küçük görünmez elleri gibi… Fark edilmez, hissedilmez kimseleriydi onlar. Yoksullar, çaresizler ve yetimler… Onlar ki kimselere dokunmadan yaşayıp gidenler. İşte! Hayatın kısık ışıkla bırakılmış tüm bu ayrıntıları işiten, onlara dokunan halleriyle toplumun her kesimi tarafından baş tacı edilen biriydi. O en güvenilen bir gemi gibi herkese yüreğinde yer açandı. Tüm yaşantısıyla insanları etrafa ışık tutup aydınlatmıştı.
Kaynak: http://photopin.com/free-photos/medine-k%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1-g%C3%BCl