Affet çocuk

“Dünya barış günü” dedikleri, insanlık suçunun, savaşın en acımasız haliyle devam ettiği bu günde de unutmadık onları. Aylan bebek, Ümran bebek ve barışı hiç göremeyecek olan savaşın masum çocukları için…

Günlerden yine böyle birgün, kızgındı deniz, mavisi siyaha çalmıştı. “Sizin suçunuz!” der gibiydi insanlığa, “Alın! bunlarda eserleriniz!” Minik cansız bedenler vardı şimdi sahilde. Yüzükoyundu biri, sanki az önce uyutmuş annesi. O kırmızı tişörtün kadar insanlığın yüzü kızarmadı çocuk! Belli daha kirli dünyamızda yerlere basmamış  papuçların tertemiz, tıpkı sen gibi. Binlerin umutsuzluğu oldun çocuk!..

Oysa sen seçmemiştin ki mülteci olmayı, böylesine insanlık dışı bir savaşta yer almayı. Toplardan, kahpe vuran kurşunlardan kurtuldunda, insan tacirlerinden kurtulamadın. Ölümün soğukluğu sudan daha soğuktu. Tek başına, o minicik bedeninle aslında çok şey gösterdin göstermesine de, yanıbaşlarında, sıcacık odalarında çocukları uyuyanlar seni anlamadı, anlamazdı da zaten.

Ateş düştüğü yeri yaktı çocuk!

Ne seni anladık, ne de seni yüzümüze vuran denizi. Ölen sen miydin, yoksa insanlığımız mı? Bilemedim. İlk değildin, biliyorum son da olmayacaksın. Biz çaresiz, sessiz bekledikçe senin gibi nice minik yavrulara mezar olacak koca deniz. Sen savaşın çocuğusun! Bunu en acı şekilde gösterdin dünyaya.

Evsiz oldun, yurtsuz oldun, şimdi ise ölümsüz oldun çocuk!

Oysaki biz, misafir saymıştık seni geldiğinde. Yetmedik, yetemedik senin gibilerine. Vatanınız yerine denize uğurladık.

Sen soldun, biz solduk, o günden bu güne deniz bile soldu çocuk!

İşte o gün varya, denizin seni sahile vurduğu gün, o kara gün. Sen sahile, biz yerin dibine vurduk çocuk!.. O gün sen üç şeyi temsil ettin, savaşı, çaresizliği ve insanlığın utancını. Senden sonra inan deniz daha da hırçınlaştı. Göndermek istemedi, senin gidemediğin yerlere hiç kimseyi. Vurdukça vurdu insanlığın suratına. Ama hiçbiri senin kadar acı vermedi. Ateş kırmızısı tişörtün, kısa pantolonun ve minicik papuçların gözümüzden gitmiyor.

Sesini duyar gibiyim, tıpkı diğer çocuklar gibi “Sizi Allah’a söyleyeceğim!” der gibisin. Yüzükoyun yatışında şikayetin apaçık ortada oysa. Anlatsam, yazsam bitiremem ki, ne seni, ne senin gibilerini… Ne insanlığın suçunu, ne savaşı, nede olmayacak barışı…

Sadece tek kelime var dilimin ucunda, gücümün yettiği;

“Affet” desem affedermisin bizi çocuk!

Fadime Çetinkaya

 

 

 

Fotoğraf: http://m.yeniakit.com.tr/haber/185-aylan-bebek-ege-denizinde-yatiyor-110673.html


 

Son Yazılar

30 Ekim 1978 doğumlu, her şeyden önce kul, sonra evlat, eş ve anne olma çabasında...Yazmak ona iyi geliyor.