Tarık Akan’ın temel eğitime katkısı özel sektöre örnek olsa

Çocuk sahibi olduğumuzda yaşamın akışı da anlamı da değişiverir birden. Artık tek önceliğimiz çocuklarımızın sağlıklı büyümesi ve onlara mümkün olduğunca güvenli bir gelecek temin edebilmektir. Kimisi çocuklarına bir ev, biraz da para bırakabilmek için var gücüyle çalışır. Kimileri içinse öncelik çocuklarının kazancı yüksek iyi bir iş sahibi olmaları ve hayırlı bir kısmet bulabilmeleridir. Oysa bunlar hep bir binanın üst katları gibidir; o katlar ancak sağlam bir temelin üzerinde yükseliyorlarsa güvenli olabilir, ki o da eğitimdir. “Anne babanın çocuklarına bırakabileceği en değerli miras iyi bir eğitimdir” sözü de bunun için söylenmemiş midir zaten?

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden sinema sanatçımız Tarık Akan, bu alanda edindiği maddi birikimini eğitim alanında değerlendirmiş ve 25 yıl önce Bakırköy’de halen başarıyla faaliyet gösteren özel bir ilkoğretim okulu açmıştı  Onu milyonların sevgilisi haline getiren Hababam Sınıfı filminden etkilenerek girişmişti bu işe belki de, kimbilir.  Akan’ın ölümünün ardından sinemacı yönüyle hayatımıza kattıkları ve muhalif kişiliğiyle sergilediği duruş konuşulup yazıldı daha çok, oysa onun ülkemizde nitelikli eğitimin gelişmesine yönelik içten çabası da kayıtlara geçmeli. Yakın arkadaşı Müjdat Gezen gibi kurduğu okulda doğrudan öğrenci yetiştirerek yapmadı bunu belki, ama yatırımıyla binlerce çocuğun nitelikli bir temel eğitim almasına olanak sağladı, sağlıyor.

Temel eğitim ülkemizdeki büyük özel sektör gruplarının ilgi gösterdiği bir yatırım alanı değil maalesef;  önde gelen grup şirketlerinin pek çoğu özel üniversiteler açıyorlar; çok da iyi ediyorlar, ama bunların pek azı temel eğitim alanında doğrudan yatırımlar yapıyor. Oysa karanlık çıkar örgütlerinin din sömürüsüyle yoksul aileleri kolayca kandırabildikleri ülkemizde temel eğitim çok ama çok önemli ve devletin olanakları çoğu yerde yetersiz kalıyor.

Temel eğitimdeki kalitenin ülkenin geleceği açısından can alıcı önemine değinirken, yine kısa bir süre önce kaybettigimiz Türk iş dünyasının renkli ismi İshak Alaton’u anmadan geçmeyelim. Alaton, yazı ve konuşmalarında “sorgulayan genç beyinler”in gerekliliğinden sözederdi hep. Öğretmen, baba, anne kim olursa olsun “büyüğün söylediği sorgulanmaz” şeklindeki kişilik gelişimini engelleyen tehlikeli hissiyatın kişide yer etmesi aile – temel eğitim ekseninde başlıyor.  Çocuk yaşta sindirilen birey sorgulamak bir yana, kendi başına düşünüp neden-sonuç ilişkisini kuramaz hale geliyor ki, bunun önüne geçmek icin nitelikli temel eğitim bir zorunluluk. Nitelikli bir temel eğitim alamayan birey üniversite düzeyinde de ancak sınırlı bir gelişme gösterebiliyor zaten; temel güçlü olmayınca, bina da yükselmiyor bir başka deyişle.

Hal böyleyken üniversiteler kurarak olsun, sosyal sorumluluk projeleriyle olsun eğitime verdikleri önemi her fırsatta öne çıkaran büyük holdinglerin veya şirketlerin temel eğitime doğrudan yatırım yapmamış olmaları büyük bir eksiklik. FETÖ’nün, bir süre önce kapatılıncaya kadar 1200 civarında temel eğitim kurumu bulunduğunu unutmayalım. Bir gazete haberinde okumuştum; FETÖ imamları memleketin her bölgesinde köy köy dolaşıp zeka testleri yaparak zeki cocukları topluyorlarmış bir vakitler. Bunun aynısını neden özel sektörce kurulan veya desteklenen düzgün bir kurum doğru amaçlarla yapmasın ki? Neden örneğin başarısı dünyada ses getiren “Kardelenler” gibi muhteşem bir sosyal sorumluluk projesine imza atan Turkcell 7 bölgenin her birinde bir temel eğitim kampüsü açmasın?

Sözün özü, karanlık çıkar odaklarının fidanlarımızı yaş iken eğip, kendi robotları haline getirmelerini istemiyor, çocuklarımızın “birer ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşamasını arzuluyorsak, bunun  yolu öncelikle nitelikli bir temel eğitimden geçiyor. Devletin olanakları bu konuda hızla artan gereksinimi karşılama konusunda yeterli olamadığı gibi, eğitimci kalitesi konusunda da soru işaretleri var. Dolayısıyla bu alanda ciddi yatırımlar gerekiyor. Özel sektör, ardı ardına kurduğu üniversitelere nitelikli öğrenciler gelmesini istiyorsa temel eğitim alanına da yatırım yapması  gerektiğini unutmamalı.

 

Foto: http://www.taskolej.k12.tr/images/stories/EgitimFelsefemiz/Tas_Kolej_EgitimFelsefemiz2b.jpg

Son Yazılar

Siyaset bilimi, ekonomi ve edebiyat (Alman Filolojisi) okudu; medya ve iletişim alanında master yaptı. 20 yılı aşkın bir süredir özel sektörde iletişim alanında çalışıyor.