“Kurban” Yanlış bilinen bir kavram

Sadece, kutladığımız ve tebrik bildirdiğimiz bir bayram ya da bu bayramda kesilen birkaç çeşit hayvan olarak bakmak, gösterileni görmekten ziyade, göstereni izlemek gibidir.

Olayların bazı emarelerinin somutta vücut bulunması, vesilelere sarılmanın, asıllarını somutlaştırmasını gerektirmez. Sonuçta, Onların ne kanlarının ne etlerinin Allah’a ulaştığı söylenemez. (Hacc/37)

Gösterilen ile görünenin farklı olması bilgi ve perspektifle ilgilidir. Yanlış bilgilenme ile oluşan bakış açısı, her şeyin doğru olduğu zannına sebep olur. Bu nedenle sahip olunan bilgi ya da öğrenilen kavramın doğruluğu kadar onun kullanımının nasıllığı en az kaynağı kadar önemlidir.

“Galatı meşhuru lûgati fasihten üstündür” denir. Bu üstünlük, sözlü olduğu için yayılması hızlı; taraftarı fazla olmasındandır. Halbuki; bir kelimenin yanlış bir şekil yahut eksik bir anlamda çoğunluk tarafında kabul görmesi, halk nazarında bir değerinin olması, bir sözlüğün sayfasında birkaç kelime ve cümle ile itibarını kaybedene kadardır.

Kurban, Hz. Habil’in samimiyetinin, Hz. İbrahim’in sadakatinin, Hz. İsmail’in teslimiyetinin ve peygamberimizin (a.s.) itaatinin bir sembolü, hürmete ve sevilmeye en layık olana yaklaşmanın bir vesilesi, sevgiyi ve saygıyı göstermenin bir yöntemidir. Aslında, tüm bunların ardındaki gerçek niyetin sembolü veya takvanın kendisidir. “ … fakat ona ulaşan sizin iyi niyetiniz ve samimiyetinizdir” (Hacc-37)

Neticede yanlış ya da eksik bildiğimiz birçok kavram: Kırık bir ölçü, bozuk bir mantalite, tehlikeli bir yol ve ulaşılamayan bir hedef gibidir. Böyle bir ölçü ile ölçümler yanlış, böyle bir mantıkla hesaplar sakat, çıkılan tehlikeli böyle bir yolda emekler çile, böyle yanlış bir hedefle çabalar boştur.

Kurban, akıtılan kan, uğurda verilen bir candır. Canı kurban olanın, var olma mücadelesidir. Aynı zamanda niyetin sembolü, takvanın kontrolü, razı edebilmenin ölçüsü ve Rabbine yakın olabilmenin sözcüsüdür.

Bana verdiklerinden senin adına seçiyor, senin rızan için veriyor, her şeyin senden geldiğini, beni dahi senin var ettiğini biliyor, kendimi ve her şeyimi senin yoluna kurban edebilirim demenin bir nişanesi olarak kurbanımı kabul buyurmanı diliyorum.

“Şüphe yok, namazım da, ibadetlerim de, diriliğim de, ölümüm de âlemlerin Rabbi olan Allah içindir” (En’am 162)

Niyetimizin sembolü kurbanımız, kurban olsun. Rabbim kabul buyursun.

 

Son Yazılar

Yaşamak ve Yaşatmak. Biri, Araştırmak ve Öğrenmek. Diğeri, Bilmek ve Yazmak.