Gurbet

 

Artık benim hikâyemdir gurbet.

Eller içindedir benim hikâyem. Hasretiyle kasıp kavuran memleketimin, doğduğum toprağın hikâyesi de böyle başlamıştır belki.

Toprak kokan ellerin, devasa ovaların, acıların ve sevinçlerin, gönlü hoş çalışkan insanların yurt edindiği Anadolu’dan başladı nerede biter Allah bilir. Bitmeyecektir belki de.

Mutlu sonla bitmesi lazım diğer hikâyeler gibi ama hasret kalmak o kadar zor ki mutlu son memleketim kadar uzak.

Kilometrelerce yollar…

Dağlar, taşlar, ovalar…

Yollarda gördüğüm yalnız ağaçlar kadar yalnızlık…

Engebeli araziler, uçurumlar kadar zor…

Kapkara, upuzun tüneller kadar karanlık…

Hasan Dağı’nda başlar bir hüzün.

Belki biraz Bolu Dağı’nda azalır.

Yağmurlar eşlik eder hüznüme.

Geceler şahitlik eder gözlerime.

Soğuk mu? En az ben kadar soğuktur o da.

Kanatlarından vurulan kuş gibi özgürlükten yoksun, denizde gezen mavi gibi yorgunum. Tedirginim.

Gidiyorum.

İstanbul! Sen mi çağırıyorsun beni? Ben mi geliyorum yoksa?

Güzelliğin çirkinliğini ne zaman saklayacak İstanbul? Eller içinde kalana elini uzatacak mısın İstanbul? Denizinde yüzen özgür balıklar, semalarında uçan özgür kuşlar gibi beni de hür yapacak mısın?

Zaman!

Neden acele ediyorsun?

Yolcu olduğumuz şu dünyada neden yollar uzuyor?

Eylül!

Hüzünlüsün. Yazları kış ediyorsun.

Acaba?

Bir gün yavaşlar mı zaman? Bir gün biter mi yollar? Hüzün bırakır mı yerini sevince? Bahar çiçekleri gibi biz de eşlik eder miyiz özgürlüğe? Isınır mı soğuklar?

Ellerin vatanı bir gün bize yurt mu olacak yoksa?

Bir Elif sevdası gibi sende bir gün gönlüme mi gireceksin?

Gurbetken memleket mi olacaksın yoksa?

Olma İstanbul!

Bana yurt olma!

Benim yurdumun kokusu seninkine benzemez. Toprağım seninkinden verimlidir benim. Yıldızları seninkinden daha parlak, kuşları seninkinden daha hür!

Yağmurları sevincime eşlik eder.

Geceleri dostluklara eşlik eder.

Özlenecek kadar değerlidir.

Cennet kokulu anam, fedakâr babam, memleket kokulu yârim.

Seni ancak bunlar değerli kılar İstanbul.

Yardım et Allah’ım!

Gurbet bize kıyamasın.

Gitme günü geldiğinde bize sabır ver.

Omuzlarımızdaki yük kadar, yüreğimizdeki dert kadar sabır…

Gurbet yetimi Neşet Ertaş’ın dediği neydi?

‘’Şad olup gülmedim eller içinde.’’

Şad olup gülelim Allah’ım.

 

( Fotoğraf: https://pixabay.com/tr/volkswagen-macera-seyahat-vw-569315/ )

 

 

Son Yazılar