2016 yılı internet istatistiklerine göre ülkemizdeki internet kullanıcılarının sayısı 46 milyonu aşmış. Bunların içinde aktif sosyal medya kullanıcısı olanlar 42 milyon imiş. Sosyal medya kullanımında başı Facebook çekiyor; artık sadece ilkokul çocuklarının değil anneannelerin dahi Facebook sayfaları var. Annem 72 yaşında, kısa bir süre önce edindiği akıllı telefonu sayesinde kendi deyimi ile “Face’den gazete ve haber takibi” yapıyor her gün. Sözün özü, teknoloji üretmede geri kalmış olsak da yeni teknolojilere, özellikle de dijital alandaki gelişmelere ayak uydurmada üstümüze yok.
Facebook’un hemen ardından akla gelen bir diğer sosyal medya mecrası da Twitter. 2006 yılında, o tarihte 30 yaşında olan Jack Dorsey adlı bir Amerikalı tarafından geliştirilmiş Twitter. Ülkemizde kullanılmaya başlanması 2011’i bulmuş gerçi, ama ona da hemen uyum sağlamışız. Cumhurbaşkanı’ndan sanatçısına, gazetecisinden hukukçusuna, uluslararası holdinginden küçük işletmesine kadar Twitter’da hesap açmayan kalmamış durumda. Twitter için “internetin kısa mesaj programı” da diyorlar, çünkü derdinizi en fazla 140 karakterle anlatmanız gerekiyor; bir tane karakter dahi fazla olsa mesajınız yayınlanmıyor, üstelik “daha zeki olmalısınız” diye bir de uyarı alıyorsunuz. Bu kısa mesajlar ve ekindeki içerikler, yayınlayanın takipçi sayısına ve konuya bağlı olarak birkaç saniyede bütün dünyayı dolaşıp, milyonlarca insana ulaşabiliyor.
Twitter’ın halen en çok takip edilen kullanıcısı yaklaşık 60 milyon takipçisi bulunan Amerikalı şarkıcı Katty Pery imiş. Türkçe Tweeter’da en fazla takipçisi olan kişi ise Cem Yılmaz, yaklaşık 12 milyon kişi takip ediyor Yılmaz’ı. Hemen ardından gelen kişi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, onun takipçi sayısı da 10 milyona yaklaşıyor. Üçücü sırada Abdullah Gül, dördüncü sırada ise Galatasaray var (Kaynak: TwitTürk). Düşünün, Katty Pery’nin Twitter’da yazdığı bir mesaj anında 60 milyona yakın kişiye ulaşıyor. O kadarla da kalmıyor, bu takipçilerin de kendi takipçileri var ve beğendikleri içerikleri kendi takipçileri ile de paylaşıyorlar, yani bir Twitter mesajı saniyeler içersinde inanılmaz sayıdaki insana kolaylıkla ulaşabiliyor. Bu da Twitter’ı muazzam bir tanıtım ve reklam mecrası haline getiriyor tabii, hem kurumsal, hem de bireysel kullanıcılar için.
Hal böyle olunca, Twitter olumlu olduğu kadar olumsuz pek çok yanıyla da öne çıkıyor sosyal medyada. Kullanıcısı olan herkesin takip ettiği konu ve kullanıcılara bağlı olarak gündemi anında yakalayabilmesi güzel bir şey. Eskiden saatler, hatta günler sonra haberdar olabildiğimiz olayları Twitter’da daha olayın oluş anında yakalamak mümkün. Öte yandan bu durum bilgi kirliliği ve kafa karışıklığı yaratılmasına da zemin hazırlıyor tabii. “Trol” ve “troliçe” denen kötü niyetli ve saldırgan kullanıcıları bir tarafa bıraksak bile, doğruluğu teyit edilmemiş bilgi veya haberlerin Twitter’da yayılmasının ne kadar kolay olduğu hepimizin malumu. Özellikle terör saldırıları gibi büyük çaplı toplumsal olaylar meydana geldiğinde gözlemek mümkün bu durumu. Daha resmi kaynaklardan herhangi bir açıklama yapılmamışken yüzlerce Twitter kullanıcısı “olay yerinden bildiren” muhabirler edasıyla haber yaymaya başlıyor. Devlet de zaten bunu gerekçe göstererek zaman zaman Twitter kullanımını yasaklıyor veya kısıtlıyor.
Bana gelince, Twitter’in en sevdiğim yanı arayarak bulamayacağınız, hatta varlığından habersiz olduğunuz pek çok bilgi kaynağının ulaşılabilir olması. Tarih, sanat, arkeoloji, politika, edebiyat, ne ararsanız, hem de ilk kaynağından bulabiliyor, yeni yayınlardan anında haberdar olabiliyorsunuz. Ayrıca LÖSEV veya ÇYDD gibi gerçekten kamu yararına faaliyet gösteren kurumların duyuru ve kampanyalarının yayılıp, etkin sonuçlara ulaşmasında da önemli bir işlev görüyor Twitter.
Kısacası, kullananın niyetine ve kullanım amacına bağlı olarak değişiyor Twitter’ın etkisi. Hatırlıyorum, birkaç gün önce 17. yıldönümünde andığımız büyük depremde cep telefonları enkaz altında kalan pek çok kişinin hayatının kurtulmasını sağlamıştı. Bugünse Twitter, Facebook gibi sosyal medya mecraları acil mesaj ulaştırma işlevi yerine getirebiliyor, hatta ciddi toplumsal girişim ve etkinliklerin hayata geçirilmesine katkı sağlıyor.