Halil Kantarcı: 28 Şubat’ta yaralanan, 15 Temmuz’da şehit olan adam

Bu satırlarda okuyacağınız kahramanı sakın ola aklınızdan çıkarmayın! Darbelerle mücadele eden, ümmet uğruna mücadele veren bir kahraman bu. 28 Şubat’ın yıllarca cezaevinde mağdur bıraktığı bir kahraman bu. Üç güzel yavrunun babası bir kahraman bu. Davası uğruna kavgalarla, direnişlerle, dualarla, gözyaşlarıyla hayatını sürdürmüş bir kahraman bu. Bu ülkenin gençleri, onun cesaretini ve duruşunu örnek almalı ve alacak da. Bir darbenin yıkamadığı bu kahramanı bir diğer darbe yıktı. Vatanı, ümmeti uğruna yıkılmak değil miydi zaten onun istediği? Kim mi bu? Adını bir yetimhane ile ölümsüzleştirecek olan HALİL KANTARCI’nın ta kendisi. 15 Temmuz’un, o acı gecenin, ilk şehitlerinden biri o.

Sivaslıydı Halil ağabeyimiz. ‘’Erzincan sempatizanı bir Sivaslı’’ diyordu kendisine. Sosyal medya hesabını buna şahit tutmuştu. Küçük yaşlarda bile darbeci, hain zihniyetlerle uğraşmıştı. 15 Temmuz’da gösterdiği cesareti 28 Şubat’ta da göstermişti. Henüz 15-16 yaşlarında iken Milli Gençlik Vakfı’na üye olduğu, mahalledeki meyhanelere saldırdığı ve tehdit ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. İşkencelere maruz kaldı. Mahkemeler onu idamla yargılamıştı; ancak daha sonra bu karar bozulacaktı. Kendisi ise bu süreçte sekiz yıl üç ay süreyle 5 tane cezaevi gezecekti. Metris, Niğde, Bandırma, Eskişehir ve Bolu… Bu cezaevlerinde ilerde kendisine yoldaş olacak, onunla aynı kaderi paylaşan vefakâr dostları olacaktı; ancak 15-16 yaşında bir delikanlıyı bu iddialar yüzünden idam ile yargılamak… Sizin de aklınızın almadığına eminim. Suçu, vatanını teslim etmek istemeyişiydi. Suçu, ümmetin kurtuluşu olan Anadolu’yu bırakmak istemeyişiydi. Suç? Affedin, bu suç değil bu haklı bir direniştir, olması gerekendir ve Halil ağabeyimiz de olması gerekenleri yapmıştır. Arkasında üç yetim bırakarak.

Yine bir darbe geliyordu. Daha önce Halil ağabeyi yıkamayan bir darbe bu defa yıkmak için geliyordu. İçimizdeki hainler vatanına, milletine ihanet için ant içmişlerdi sanki. Ama bu milletin boyun eğmeyeceğini, Anadolu’nun kolay alınıp kolay verilmeyeceğini bilmiyorlardı. Direnişlerin tarihini, kurtuluşun destanını yazan bu milleti hesap etmemişlerdi. Hain ya işte! Ne bilsin? İşte bu hainler daha önce de denedikleri gibi Anadolu’yu, tarihe binlerce yıl örneklik yapmış bu güzel toprakları, ümmetin kurtuluşu olmuş ve olacak olan Anadolu’yu ele geçirmek için harekete geçmişlerdi. Bunu içimize yerleştirdikleri yılanlar sayesinde yapacaklardı bu sefer ve bu yılanları daha önce de bizi zehirlemeleri için salmışlardı. Sonuç; yine başarısız oldular ve her zaman başarısız olacaklar. Bu anlattıklarım 15 Temmuz’dur. FETÖ denen yılanın son çırpınışlarıdır. Arkasında Halil ağabeyimizin acı hatırasını bırakmıştır. O gün bu hain darbe girişimini televizyondan öğrenip sokağa çıkan Halil ağabey helallik istemeyi de unutmadı ailesinden. Darbeye ilk direnenlerden olmuştu ve bir grup FETÖ askeri tarafından şehit düşürüldü Çengelköy’de. Ailesi ona ulaşmaya çalışıyordu ancak bir türlü ulaşamıyordu. Daha sonra bazı hastaneleri aradılar ve Ümraniye’de bir hastanede şehit düştüğünü öğrendiler. Dünya artık onlar için farklı olacaktı. Üç güzel yavru artık yetim kalmıştı. Ali Cihad, Zeynep Serra ve Ömer Tarık artık babasızdı. Eşi artık evinin direğini kaybetmişti. Anası ve babası evlat acısı yaşamışlardı ama Halil ağabey dileğine ulaşmıştı. Şehit olmayı gönülden istemişti ve Allah duasını kabul etmişti. Ailesine acının yanında gurur duyacakları bir duruş bıraktı.

Bu kadar badireye rağmen dava arkadaşlarıyla, vefakâr dostlarıyla bu millete ve bu ümmete hizmet etmeye devam etmişti. Bu şanlı direnişe, bu kutlu davaya çocukken baş koydu ve o başını hiç kaldırmadı. Cezaevinden çıkıp ruhunu orada bırakmadı. Çünkü dava onlar için geçici değildir. Onlar için dava ölümsüzdür. Yolundan şaşmamıştır. Yoluna koyulan engeller onun için yükselişin işaretidir. Hangi yürek bu kadar engele karşı dik durmaya devam edebilir? Hangi ayaklar bu yoldan bir adım bile geri gitmez? İşte bu yürek, bu ayaklar, Halil ağabeyindi. Cesaret? 15 Temmuz’da evlatlarını bırakıp vatanı için koşmasıdır cesaret. İnat? Davası uğruna cezaevlerinde yatıp işkenceler görmesine rağmen yolundan şaşmamasıdır inat.

Hani demiştik ya hizmet etmeye devam etmişti diye. Bir sabah namazı buluşması. Yer: Üsküdar. İstanbul’da okuduğum için biliyorum yüreği güzel insanların Müslümanları bir araya toplamaya çabası yine bir camide vücut bulmuştu. Halil ağabey orada konuşmuş ve 28 Şubat’ı yaşadığını ve yaşamaya devam eden arkadaşları olduğundan bahsetmişti. Karşısında bulunan gençlere ise söylediği o güzel sözleri: ‘’ İnşallah sizler de birer şehit adayısınız, biz de ömrümüzün sonuna kadar bu şekilde yaşamaya niyetliyiz. ’’ olmuştu. Ve o niyeti amele dönüştü.

Şimdi yazacaklarım ise Halil ağabeyin anısını ilelebet yaşatmayı sağlayacak olan bir projeyi anlatıyor. Bir yetimhane projesi. Sri Lanka’ya yapılacak 40 kişilik bir yetimhane burası. Kendi evlatları gibi yetim olan diğer 40 çocuğa ev olacak bir yetimhane burası. Bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının yardımıyla gerçekleşecek olan bu projeyi sonuna kadar takdir ediyorum. Arkasında üç yetim bırakan ve yetimhane niyetinde olan bir insanın anısını yaşatmak için çok anlamlı bir proje. Allah emeği geçenden ve katkısı olan herkesten razı olsun. Bir insanın vatanı için gösterdiği cesaretin karşısında bu yapılan bir şey değildir o ayrı bir konu.

Allah diğer şehitlerinki gibi onun da geride bıraktıklarına sabır versin. Üç güzel yavrunun yolu senin yolundan olsun. Babaları gibi cesur bir kahraman olsunlar inşallah. Bu ülkenin gençleri seni örnek alacaklar, geride bıraktığın duruş ve direniş örnek olacak. Ülkemizden kilometrelerce uzak olan Sri Lanka’da adını ölümsüzleştirecek olan bir yetimhane olacak. Sen rahat uyu! Bu kutlu davan da senin adın gibi ölümsüz olacak. Sen rahat uyu! Senin gibi kahramanlar sayesinde bu ülkeyi hainlere vermedik. Ülken sana minnettar. Ailen seninle gurur duyuyor. Çocuklarının kahramanı senden başkası değil. Ne mutlu ki senin gibi birini tanımışız. Korkma! Biz de varız. Sen rahat uyu! Biz de varız.

Son olarak Halil ağabeyin sosyal medya hesabından paylaştığı bir sözünü söylemem lazım: ‘’ Halka direnen, namlusunu halka çeviren asker, asker kisveli haindir. ‘’

Biz senden razıyız Allah da senden razı olsun Halil Kantarcı.

 

Yunus Emre Çelik

( Fotoğraf: MuhammadCagri, http://gencmuslumanlar.com/bir-halil-destani-adem-ozkose/ )

Son Yazılar