Diriliş için mücadele

 

Ölümden sonra tekrar dirilmek. Aynı anda toprağın altından fışkırıp yeryüzüne çıkmak. Yeniden dirilişin sembolü olmak. Ahiret hayatının en önemli devrelerinden birini bu dünyada yaşamak. Hep ikinci bir dirilişle, var olma mücadelesinde bulunmak.

Üzerine ölü toprağı serpilmiş bir milletin, dirilip, meydanlara inmesi ile bunu yeniden canlandırmak. Öncesinde defalarca yaşadığımız bu anı, bütün dünyaya tekrar tekrar bir daha anlatmak. İşte bu Ba’s dır. Her daim yeniden dirilişin adıdır.

Diriliş için direnişe geçenlere, hiç düşünmeden şehit düşenlere, bu uğurda mücadele verenlere; ilham veren, kalbinden korkuyu çeken, imanı ile harekete geçiren ne bir çağrı, ne demokrasi ve ne de bir anti darbedir. Bütün buların arkasındaki tek mümessil imanın tâ kendisidir.

Allah deyip yola çıkan, dini için canını hiçe sayan, vatanı için ölümü göze alan, kutsal mücadelede her daim var olan bu milletin, kurtuluş savaşı değil; var oluş mücadelesidir her zaman var olan. Kimse bu onurlu mücadeleyi, demokrasi yürüyüşü, demokrasi şehidi ya da demokrasi nöbeti gibi bizim olmayan kavramlarla küçültmeye kalkmasın.

Yönetim şeklimiz, içimizdeki ruhun mümessili değil, bekçi köpeği bile değildir. Bu ruh her daim, her yerde imanımız ile var olmuş ve de var olmaya devam edecektir. Bu millet bu ruh ile fillerin yerine tankları geçiren Ebrehelere karşı, Ebabil kuşları gibi mücadele vermeye devam edecektir.

Bu savaş ilk değil; son da olmayacak. Diriliş için mücadelede hep inanalar var olacak. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun  “vatan sevmenin çilesini biz çektik edebiyatını onlar yaptılar” dediği gibi. Sonradan edebiyat parçalayanlar elbette bulunacak.

“Direniş var olmanın mücadelesi; diriliş ölmenin en temel gayesi” A.G

 

 

 

Son Yazılar

Yaşamak ve Yaşatmak. Biri, Araştırmak ve Öğrenmek. Diğeri, Bilmek ve Yazmak.