Fransızca bir kavram olan anarşi, manası itibari ile başı boşluk ve kargaşadan müteşekkil olup; bizatihi kendi memleketinden çıkıp, devlet denetiminin kalmaması durumu olarak, diğer memleketlerde devri alem yapa gelmiş bir kelime olarak kalmayıp, özgürlüğü de yanında şahit tutarak nizam tanımadan, bir baş olmadan kendi başına hareketin aykırı ve yıkıcı timsali niteliğinden uzak bir görüntü ile sinsi bir şekilde yayılan ve gençleri uyuşturmak, güçlüleri zulme sevk etmek, zayıfları ezilmeye mahkum bırakmak suretiyle toplumlarda kaosa sebep olan oryantalist bir turist.
Yine aynı uyruklu bir kavram olan terör, cana kıyma ve malı yakıp yıkmaktan oluşan korkutma ve yıldırma hareketi olarak bir üst derecede eylem niteliğinde ve daha kısa vadede daha çok etki gösterme gücüne sahip olmakla beraber, uzun vadeli olması için daha bilinçli bir şekilde belirli aralıklarla, herhangi bir bahane ile gündem oluşturmak adına tetikte, hazır bulunması ve bunun yanında desteklenmesi gereken tek tek faaliyetler bütününü oluşturan, tanımı yapılmış yabancı bir virüs olmasına karşın, sinsi bir şekilde yayılmaktan ziyade tehdit ve korkutma ile istediğini yaptırma eylemi içerisinde bulunan, açık ve net bir durum arz etmesiyle birlikte, farklı kişilerde farklı şekillerde tanımlanan, çıkar ilişkisinin karşı taraftaki düşmanı dost edinme politikasını inkar etme biçiminde yansıyan, desteklenen ama sahiplenilmesi tanınmayan bir eylem çeşidi.
Bu iki kavram, net gördüğünü zannettiren, kolayca anladığını düşündüren, inanması için iknaya lügatta yer bırakmayan psişik bir ayrım olarak karşımıza çıkarken; bulunduğu yere ve zamana bakılmaksızın verdiği zarar ile ölçüldüğünde, miktarda farklılıklar olmasına karşın, net olarak gözle görülür, kolay bir şekilde anlaşılır, inanmak için iknaya dahi muhtaç olmayan spesifik bir kesişim noktası olarak da yanı başımızda durmaktadır.
Sadece bu iki yabancı kavram değil, bu kavramları kendi eylemleri ile, bazen sinsi bazen de göz göre göre uygulayan yabancı sahiplerine mukabil, onlarla çalışan bir “kurtoğlu” zaafımız olarak içimizde her zaman var olmaya devam edecektir.
İnsanı diri tutan düşmana karşı, müteyakkız olmaya çalışanlara…