Babil Kitaplığı ve Evren Tasavvuru

Keşfetmek sanıldığı gibi Sinbad’a, Kızıl Erik’e ya da Kopernik’e özgü bir ayrıcalık değildir.
Hayat, her birey için bir keşfetme sürecinde şekillenir. “Acıyı, tuzluluğu, içbükeyliği,
düzlüğü, kabalığı, gök kuşağının yedi rengiyle alfabenin yirmi küsur harfini”
keşfederek hayatta ilk adımlarımızı atar, daha sonra bu yolculuğu haritalarla,
hayvanlarla ve yıldızlarla devam ettiririz. Şüphe veya inançla ya da kendi
bilgisizliğimize dair kuşku götürmez bir kanıyla da bitiririz (Borges, 1994)
”Babil Kitaplığı” öyküsü, Borges’in, ”Ficciones, Hayaller ve Hikâyeler” kitabında yer alan bir öyküdür. Bu hikayeyi eşsiz kılan bir konusu ve anlatımı mevcut, üzerine onlarca tez yazılması ve halen tartışılması bunun getirisi olsa gerek. Yanına bir gazeteci yaklaşıp “Siz Borges misiniz?” diye sorduğunda kendine has bir gülümsemeyle “ Bazen.” diyen biri olduğundan, öykünün sıra dışılığı yazarına da ayna tutuyor.
Öncelikle biraz Borges’ten bahsetmek isterim;
Jorge Luis Borges, 1899 yılında dünyaya gelmiş, Arjantinli, deneme, öykü yazarı, şair ve çevirmen. Henüz 22 yaşında iken ilk kitap çevirisini yayınlamış. Kitaplarla olan arkadaşlığı bu yıllara dayanıyor diyebiliriz. Onu farklı kılan ise, büyülü gerçekçilik akımının önde gelen isimlerinden olması ve gerçeküstücülük konusunda yazdığı denemeleridir. Ve en çok röportaj yapılan yazar rekoru gibi ilginç bir de rekora sahiptir.
Borges, ayrıca dünyanın tanınmış körlerinden birisidir. 1955’te, Arjantin Ulusal Kitaplık müdürlüğüne atandığında, 900.000 kitabın ortasındaki bir kördür. Cenneti her zaman bir kitaplık olarak düşlediğini söylemiştir bir konuşmasında.

Kimse yakınıp yerindiğimi sanmasın
bu lütfundan yüce Tanrının,
bana ilahi bir şaka yaptı
kitabı ve körlüğü aynı anda bağışladı.
Borges, Babil Kitaplığı öyküsünde, insan zihninin alışageldiği sınırlı dünyanın ve duvarların arkasına geçmek ister, kendisine bir evren tasavvur eder ki bu evren, dev, sayısı belirsiz altıgen dehlizlerden oluşan bir kitaplıktır. Öykünün simgesel, katmanlı anlatımında ışık, lamba adı verilen bir tür küremsi meyve; güneş, parmaklığın üstü; mezarlık, kusurlu kütüphaneci; insandır.
Evren (kimileri kitaplık diye anıyorlar) birbirinden engin hava sütunlarıyla
ayrılmış, çok alçak parmaklıklarla çevrili, sayısı belirsiz belki de sonsuz,
altıgen dehlizlerden oluşmuştur. Altıgenlerin hangisinden bakılsa uçsuz
bucaksız üst katlarla alt katlar görülebilir. Dehlizlerin dağılış düzeni de
değişmezdir. Her yanda beşer uzun raftan toplam yirmi beş raf, biri
dışında duvarların tümünü kaplamaktadır, rafların yüksekliği tavandan
zeminedir, sıradan bir kitaplığınkini pek aşmaz. Açıktaki kenarlardan biri
dar bir geçide, ilk geçidin ve ötekilerin tıpkısı bir başka dehlize açılır.
Geçidin sol ve sağ yanında iki küçücük hücre vardır. Bunlardan birinde
ayakta uyuklanabilir; ikincisinde dışkılama gereksinimi karşılanabilir.
İkisinin arasında döner bir merdiven dipsizliklere inerek tepelere doğru
ağar. Geçitte her görünüşün aslına bağlı bir suretini çıkaran bir de ayna
bulunur.
( Borges)
Evren, sonsuza uzanan bir kütüphanedir. Yazılmış ve yazılabilecek tüm kitaplar içindedir. Kitaplıkta kaç raf olacağı, her rafta kaç kitap, her kitapta kaç satır, her satırda kaç harf olacağı belli bir düzen ile belirlenmiştir. Hepsi nadide bir eser ve her kitabın her dilde karşılığı (çevirisi) mevcuttur. Mimarinin etkinlik alanı sonluluğa dayanır, fakat edebiyattakilere nazaran en büyük kentsel projeler bile adeta cücedir.
Edebiyat sayesinde, tanrısal hayal gücünü bir hamlede milyarlarca ışık yılınca aşan mekânsal tasarılar usulca vuku bulur bu öyküde. Borges, karanlık, sonlu ve sınırlı dünya yaşamında sonsuz ve sınırsız bir evren tasavvuru betimleyerek kendi dünyasının heyulasını keşfe çıkmıştır. Hal böyle iken, Borges’in evren tasavvurunun neden bir kütüphane olduğu sorusu kurcalıyor zihnimi, fakat çok da önemsemiyorum, çünkü bu tasarının güzelliği başlı başına okuyup keyfini çıkarılası. 
…insan soyunun, –o tek ve benzersiz soyun– kısa sürede dünya yüzünden silineceğine inanıyorum, ama Kitaplık sürecektir: Aydınlık, ıssız, sonsuz, kıpırtısız,değerli ciltlerle donanımlı, yararsız, bozulmaz, gizli. (Babil Kitaplığı , 59)
Hayatın keşmekeşinden sıyrılıp, sonsuz bir kütüphane(evren) ile buluşmak, Borges ile bir evren tasarlamak ve nihayetinde kendi evrenini keşfetmek istersen, bu öyküye davetlisin sevgili okur, selametle…
Kaynaklar:
2. “Babil Kitaplığı” Jorge Luis Borges Ficciones Hayaller ve Hikayeler, İletişim Yayınları, İstanbul, 2010
3. Jorge Luıs Borges İn Yazınında Evren Kurgusu, Deniz Yatağan, https://polen.itu.edu.tr/xmlui/handle/11527/3532 

Son Yazılar

1995 doğumlu. Amasyalı. İlahiyatçı.