Uzun zamandır izlemek isteyip de nedense bir türlü izleyemediğim bir filmi sonunda izledim. Film 2001 yapımı ve pek çok kişinin yıllar önce izlemiş olduğu A Beautiful Mind/ Akıl Oyunları. Film Nobel Ödüllü dahi matematikçi John Nash’ in biyografisi. Filmde bir matematik dahisinden ziyade, hastalığıyla mücadele eden ve bu mücadeleyi kazanan bir adamı ve ona büyük destek veren karısını izliyoruz. Filmden oldukça etkilendiğimi ve onca yıldır izlemediğime hayıflandığımı söylemeliyim. Filmi izledikten sonra internette yaptığım kısa bir araştırma sonucunda öğrendim ki; John Nash ve eşi Alicia 2015’ te bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmişler.
Hazır bu filmin üzerine, şizofreni nedir nasıl bir hastalıktır bundan bahsedeyim istiyorum. Şizofreni toplumdaki sıklığı %1 olan, yani nispeten sık görülen ruhsal bir hastalıktır. Hastalık gerçeği, gerçek olmayandan ayırma yetisinin bozulduğu psikotik hastalıklar sınıfı içerisinde yer alır. Annede, babada, kardeşlerde ya da yakın akrabalarda şizofreni hastalığının olması; hastalığın görülme riskini ve sıklığını arttırır.
Genellikle erkeklerde yirmili yaşların başında ve kadınlarda otuzlu yaşların başında ortaya çıkma eğilimindedir. Nedeni tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte, şizofreni hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Mantıklı olmayan ve değiştirilemeyen saplantı şeklindeki düşünceler; işitsel ve görsel halüsinasyonlar; konuşmada süre ve içerik olarak bozulmalar; ilgisizlik; içe kapanıklık; özbakımda azalma ve donakalım hali, şizofreninin belirtileri arasındadır. Bir kişiye şizofreni tanısı konulabilmesi için, tedavi ile müdahale edilmeyen olgularda belirtilerin en az altı ay devam etmesi gerekir.
Şizofreninin birkaç alt tipi bulunmakla birlikte en çok görülen tipi; paranoid şizofrenidir. Bu tip, diğer tiplere göre biraz daha geç yaşta ortaya çıkar. İşitsel halüsinasyonlar ve işkence görme, kaçırılma, tuzağa düşürülme gibi kötülük görme sanrıları ön plandadır.
Tanı aşamasında şizofreninin; madde kötüye kullanımı, kişilik bozuklukları, depresyon, mani ve bunamadan ayırt edilmesi gerekmektedir. Hastalığa erken dönemde tanı konulması ve ilaç tedavisine erken başlanması, hastalığın seyri açısından önem arz eder. Şizofreni tedavisinin temelini ilaç tedavisi oluşturur. Hastalığın alevlendiği dönemlerde hastanın yatarak tedavi edilmesi gerekir. Alevlenme zamanları haricinde, ayaktan ilaç kullanılır. Kullanılan ilaçların bazı ciddi yan etkileri olabilir. Gelişebilecek yan etkiler konusunda hastanın yakın çevresi uyanık olmalıdır. Bunun dışında hastalık, hastalığın tedavisi ve seyri konusunda kişinin yakın çevresinin bilgilendirilmesi tedavi başarısı açısından gereklidir. Ayrıca, şizofrenisi olan kişi, ilgi azalması ve içe kapanıklık yaşayabileceğinden ortaya çıkacak fiziksel hastalıklarını tanıyamayabilir ve şikayetlerini anlatamayabilir. Bu konuda tetikte olunmalıdır. Şizofreni hastaları iyi bir tedavi ve takiple normal hayatlarını sürdürebilirler. Hastalık kroniktir. Yani tedavi ile kontrol altında tutulabilir ancak bütünüyle iyileşmez.
Hastalığın seyrini etkileyen çeşitli faktörler vardır. Hastalığın geç yaşta başlaması, hastalığın hızlı başlaması, hastalığa sebep olarak gösterilebilecek bir travmanın olması, hastanın evli olması, hastanın çalışıyor olması, eşlik eden depresyon olması, eşlik eden obsesif kompulsif bozukluğun olmaması ve aile bireylerinde şizofreni olmaması; hastalığın daha iyi seyredeceğine işaret eder.
Herkese hastalıktan uzak, sağlıklı günler dilerim!