Bilir misin hastane köşelerini? O koridorlarda beklemeyi. Uyan diye başlayan cümleleri… Aslında sabrı orada öğrenirsin, kalp atışlarının seslerini ritm edinirsin kendine. Öyle bir zamandır ki geçmek bilmeyen. Camın arkasında bir işaret beklersin usanmadan. Sonra hatırlıyor musun diye söze başlarsın. Ne tuhaftır ki tüm anıların bir anda gözünde canlanır. Başlarsın anlatmaya. Mimiklerine kadar her şeyi eksiksiz anlatırsın. Belki duyar sesimi, gözünü açar diye umut eder durursun. Özlersin hem de öyle bir özlersin ki bir an bile o kapıdan ayrılamazsın. Dualar edersin, iyileşeceğine inanmak istersin belki de. Ayrı bir hüzündür hastane köşeleri… Herkesin farklı umutları vardır. Bazılarının dünyaları başlarına yıkılır, umutları tükenir. Bazılarının ise yeniden yeşerir tüm umutları, dünyalar onların olur. Bu hastane duvarları ne anlara şahit olmuştur kim bilir. Ne analarından ayrılan evlatlar kalmıştır, ne de daha dünyaya yeni merhaba demiş küçük melekler. Hepsini bu duvarlar görmüştür. Bazen de sevinçlere tanıklık etmiştir. Bir cümle bile yeter özetlemeye ”Hayati tehlikeyi atlatmıştır” bu cümle duyulduğunda sevinçler yankılanır hastane köşelerinde. Bu sefer mutluluktan akar gözyaşları. Günlerdir beklediğin haber gelmiştir sonunda. Artık yeni hayaller kurulur. Bu duvarlar yeni hayallere de şahit olmuştur bir kez daha. Ölümü de hatırlatmıştır bize. Çünkü ölüm diye bir gerçek vardır aslında. Çoğu zaman dünyanın yalanına kaptırıp unutulan bir gerçek. Kimi nerede yakalayacağının bir vakti, bir saniye sonra bile yaşayabileceğinin garantisi yoktur. İşte bunu hastane köşelerinde hatırlarız çoğu zaman. Bazen acı olsa da hatırlarız. Ne tuhaf bir yer değil mi sizce de? Kimilerinin hayata elveda derken kimilerinin de merhaba demesi.
Selam ve dua ile…