Tutsak Mıyız, Yoksa Her Şeyin Farkında Mıyız?

Yüzyıllar boyunca insanlar, uzak yerlerle haberleşmeyi sağlayacak işaretler gönderme yollarını aradılar. Duman yoluyla başlayan haberleşme isteği, günümüzde kullanılan ve her an yanımızda olan cep telefonlarına kadar uzandı. İnsanların ilk somut cep telefonla buluşması 1983’te gerçekleşti. Kısa süre içerisinde inanılmaz ilerleme kaydeden cep telefonları, günlük hayatımızın vazgeçilmezi olmayı başardı.

Bu durum insanların yaşamlarını cep telefonları üzerinden sürdürmelerine kadar ilerledi. Geçmişte kullanılan kağıt takvim, kol saati, duvar saati vb. gibi ürünler artık yazılım ortamında bir araya gelerek tek noktada toplandı. Günlük hayatta kullanılan basit cep telefonları, bilim insanlarının geliştirmesiyle Akıllı bir telefon halini aldı. Bu teknolojiyle dünyanın her yerinden anında görsel ve işitsel haber alabilir duruma geldik.

Teknoloji, bir yandan hayatımıza rahatlık ve keyif katarken diğer taraftan sağlımızı da ciddi oranda tehdit ediyor. Bilim insanları, yaptıkları araştırmalara göre akıllı telefonların, glioma veya menengioma gibi beyin tümörlerinin gelişme ihtimalini arttırdığına ilişkin bir bulgunun bulunduğunu ifade ediyorlar. Teknolojinin içinde doğan bebekler ve çocuklar için bu durum daha da tehlikeli. Çocukların beyin gelişimleri henüz tamamlanmadığı için, akıllı telefonlardan zarar görme ihtimalleri çok daha fazladır.

Şu anda akıllı telefonlarda hiçbir şekilde, radyasyonun iyonlaştırıcı bir tekniğin bulunmadığı biliniyor. Geçmişte “dumansız hava sahası” çok konuşulmuş ve buna yönelik adımlar atılmıştı. Gelecekte ise daha çok “dalgasız hava sahası” konuşulacak gibi duruyor. Fakat buna yönelik tam bir çözüm bulunmamakta.

Bu işin ticaretini yapan kişilere “Cep telefonunun zararı var mı?” diye sorulduğunda “Kanıtlanmış zararı yok istediğiniz kadar kullanın” diyerek insan sağlığına verdikleri önemden çok ticari kazanca öncelik verdikleri görülüyor. Akıllı telefonların kullanımı sadece insana değil aynı zamanda insanların yaşadığı çevreye karşı da ciddi tehditler oluşturmakta.

Yukarıda bahsedilenler daha çok insan sağlığı ele alınarak değerlendirildi. Ancak bu telefonlar, insan sağlığını etkilediği kadar, insanın toplum içindeki davranışlarını da etkilemekte ve değiştirmektedir.

Akıllı telefonların en olumsuz yönlerinden biri de, sosyal varlık olan insanı, giderek asosyalleşme sürecine götürmesidir. Bir kenarda yalnız başına sürekli cep telefonuyla uğraşan etrafıyla ilgisiz insanlar sizin de dikkatinizi çekmiştir. Hatta aynı ortamda birlikte oturan arkadaşların, birbirleriyle sohbet etmesi yerine sürekli cep telefonları ile uğraştıklarını, oyun oynadıklarını ya da mesajlaştıklarını görmüşsünüzdür.

Bu konuyla ilgili 2008’de bilimsel çalışma yapıldı. Çalışma sonucunda İngiliz bilim insanları “Nomofobi” terimini tıp literatürüne kattı. “Nomofobi” terimi, mobil cihazlara erişimi olmadığında endişe ve panik yaşama hali olarak tanımlanıyor. Bu tanım, çevremizdeki insanlar veya kendimiz için ne kadar da uygun değil mi?

Unutmayalım ki hayatta birçok canlı yaşamasına rağmen akıl, sadece insan da bulunmaktadır. Zevk aldığımız tutkuların tutsağı olmamalı, bilinçli ve akıllı kullanıcılar olmalıyız.

Sağlıcakla kalın…

Son Yazılar

19 Nisan 1998 tarihinde İstanbul Şişli’de doğdu. İstanbul Beyoğlu’nda büyüdü. Eğitim hayatına Piripaşa İlköğretim Okulu’nda başladı. Lise öğrenimini Galata Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 2016 yılında tamamladı. Lise eğitimini Bilişim Teknolojileri Alanı Web Tasarım Dalı’ndan mezun olarak tamamladı. Üniversite sınavı sonucunda Mersin Üniversitesi Gazetecilik Bölümünü kazandı. 2 yıl Mersin Üniversitesi'nde eğitimini gördü. Daha sonra İstanbul Üniversitesine yatay geçiş yaptı. Bugün eğitim-öğretim hayatının geri kalanını İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümünde devam ettirmektedir.