Acunizm

Türkiye’nin bir iletişim dahisi yoktu. Ancak en az 15 yıldır bu alanda tam bir dahisi var sıfırdan bir numaraya yükselmiş bir Acun ILICALI gerçeği ile karşı karşıyayız.

Peki ILICALI’yı diğerlerinden farklı yapan şey nedir? Neden ILICALI bir iletişim dahisidir diye bir iddiayı bu kadar kolay ortaya atabiliyorum? Sonuçta Türkiye de televizyonculuk ILICALI ile başlamadı. Özel televizyonculukta ILICALI ile başlamadı. Televizyon programcılığı yapımları da ILICALI ile başlamadı. Ayrıca ILICALI çok büyük bütçelerle de bu işe girmedi. O zaman bu olgu nasıl açıklanabilir? Neden ve nasıl ILICALI bu kadar büyük başarıya imza atmıştır? Bu bir tesadüf müdür? Önce son soruyu yanıtlayalım bu bir tesadüf değildir. O halde bunun bir formülü var mıdır? Belli başlı ilkeleri yerine getrirsek ILICALI’yı kopyalayabilir miyiz? Hayır ILICALI kopyalanamaz.

O halde saptamamızı daha net ortaya koymamız gerekiyor: Acun ILICALI aslında şirketini esnaf işletmesi mantığı ile yönetiyor yani sürekli işinin başında. Her işi doğrudan yönlendiriyor ve ancak kendisi gibi olanlara yetkiler veriyor. Peki esnaf işletmesi mantığına sahip olmasına rağmen neden bu kadar büyüyebildi? Çünkü ILICALI işini çok seviyor ve çok özel bir zekası var ve oyun üretmeyi çok seviyor bundan dolayı yarışma programlarında ayrı bir başarısı var. Tamam da bunlar başarı için yeterli değil ki organizasyon becerisini nasıl sağlıyor? İşte bu kısım ILICALI mucizesinin açıklanamayan kısmı çünkü bir insan her yere yetişemez ancak bu insanın yetişmediği yer yok. Acun ILICALI sanki yirmi ‘’Anadolu Kaplanı’’ esnafının tek beden de sıkışmış hali. Bu sonradan kazanılabilecek bir yetenek değil. ILICALI bu iş için yaratılmış.

Acunizm’in tanımını nasıl yapabiliriz? Maalesef yapamayız çünkü ILICALI kopyalanamaz, yöntemi için anlatabileceğimiz temel ilkeler de yok her projeyi kendi özgün koşulları içinde toplumun genel eğilimlerini dikkate alarak hazırlıyor ve programları Türkiye genelinde birinci ya da ikinci sırada yer alıyor. Bunun dışında uluslararası arenada da programları aynı başarıyı çok rahatlıkla sağlıyor. Yani bu işin bir sistemi yok güçlü bir beyinin yine kendi gibi güçlü beyinleri bir araya getirmesi ve olağanüstü işler başarması durumu var. Acunizm isimlendirmesini bu başarıya duyulan saygıyı ifade etmek için kullanabiliriz. Bu sistemi anlatmamız olanaksız çünkü karşımızda bir sistem yok, yolculuğu esnasında rotasını çok hızlı şekilde belirleyen bir beyin var.

Şimdi ILICALI’nın Türk televizyon izleyicisiyle buluşturduğu ve yayınlandığı zamanlarda reyting sıralamasında birinciliğe çıkmış yapımlara bakalım.

Survivor: Charlie Parsons tarfından 1992 yılında oluşturulan bu format Acun ILICALI tarafından sportif yanı artırılarak daha içerikli bir hale getirilmiştir. Bu oyundaki temel ilke toplum olanaklarının insana sunduğu olanaklardan azade kalan ve tüm statülerinden sıyrılan insanın hayatta kalma mücadelesinde ne ölçüde başarılı olacağıdır. İnsan böyle durum da hızlı bir şekil de yeni bir form kazanmakta hem kendisiyle hem adadaki takım arkadaşlarıyla hemde diğer adadaki rakip takımla mücadeleye girmektedir.

2016 yılında Türkiye Survivor’ında çok ilginç bir gelişme yaşanmıştır. Daha önce katıldığı bir yarışma dolayısıyla popülaritesi yüksek olan Semih ÖZTÜRK arkadaşları tarafından çok ciddi bir şekilde dışlandı. Bu dışlanmanın en uç noktası olarak adadaki yemekten kendisine pay verilmeyeceğinin çünkü kendisinin yerden yemeyi hak eden birisi olduğunun kendisine söylenmesidir. Bu dışlanmaya direnen Semih ÖZTÜRK hak ettiği yemeği yemeyeceğini bildirmiş ve kendisine bu saldırı da bulunulduğu gün yemeğini yememiş gelen erzağın da baştan ayrılmasını istemiştir. Daha sonra da Semih ÖZTÜRK’e yapılanın haksızlık olduğunu düşünen Gizem KERİMOĞLU da yine erzağının bölünmesini istemiştir.

Bu örnek küçük grupların insanların karar verme mekanizmalarını nasıl etkilediğini bire bir gösteren bir örnektir. Burada Semih ÖZTÜRK “kötü” olarak ilan edilmiştir ancak ÖZTÜRK’ün bu sıfatı neye dayanarak aldığı açıklanamamıştır. ÖZTÜRK bu sıfatı almıştır çünkü çoğunluk ada yaşamında kabile reisi gibi davranan iki erkek yarışmacının ÖZTÜRK ile ilgili düşüncelerini onaylamıştır.

Kişilik yapısı çok gelişmemiş insanlar, yalnızlık yaşamamak adına, girdikleri grubun normlarına göre şekil alabilmektedirler. Herhangi bir toplumda başkasının ağızına bakarak karar veren insanların artması o toplumun önemli sorunlara gebe olduğu gerçeğini bize anlatabilir.

O Ses Türkiye: Bir çok ülkede The Voice adıyla yapılan jürilerin ilk seçimlerinde yarışmacıyı görmeden sadece yorumlamasını dinleyerek seçim yaptıkları bir yarışmadır. Jüri üyesi bir yarışmacıyı kendi takımına dahil etmek istediğinde önündeki butona basmakta böylelikle sahneye sırtı dönük olan koltuğu sahneye dönmektedir. Eğer birden fazla jüri üyesi yarışmacıya dönerse yarışmacı hangi jüriyi isterse o jürinin takımına girmektedir. Türkiye de yayınlandığı her yıl reytinglerde birinci olmuş bir programdır.

Onun dışında Acun ILICALI Rising Star, Yetenek Sizsiniz, Ütopya, Fenomen, Gözaltı, Yemekteyiz, İşte Benim Stilim ve bir çok başka programla Türk izleyicisiyle buluşmuştur. Dünyanın en büyük televizyoncusu ve iletişimcisi olmayı kendisine hedef belirlemiş olan ILICALI bu yılın Temmuz ayında ABD’yi iş yaptığı ülkeler listesine ekleyecektir.

Son Yazılar